Yeni Doğan Bebekle Tatile Gidilir mi?

Bir anne bazen evde kendi hakim alanında bile, minik kuzusu (hani şu zaman zaman kurda dönüşüveren kuzulardan :)) ile tüm gün meşgul olmaktan öyle yorulur ki hem tatil hasreti çeker, hem “bebekle tatil“le nasıl başa çıkacağını bilemez. Ama bebekle tatil, elbette bekar tatili kadar yedim, içtim, uyudum olmasa da iyi planlanır, doğru organize olunur ve her ihtimal göz önünde bulundurularak hazırlanılırsa hem bebek, hem anne için harika geçecektir emin olun. Oğlum ve ben, kendisi 1,5 aylık bir dünyalı iken seyahatlere başladığımızdan hadi bana kulak verin.

Yola Çıkmadan Önce

– Tatil rotamızı belirlediğimiz andan itibaren bebeğime (çok küçükken bile), önce gideceğimiz yere ilgili resimli çocuk kitapları ve minyatür oyuncaklar alıyorum. Yola çıkma vakti gelene kadar kitaplardan denizi, kumu, balıkları, karlı dağları ya da şehirleri anlatarak, neler göreceğimizden bahsederek; uçacaksam minik uçağı uçurarak, içine nasıl biniyoruz, nasıl iniyoruz; denize gideceksek balık oyuncakları masal masal anlatarak bir nevi görsel hazırlık yapıyorum diyebilirim. Bebeklerin birer dahi olduğunu unutmayın; inanın bu şekilde hem meraklanıyor hem de zamanı geldiğinde rahat rahat ilişki kurabiliyorlar.

– Yeni bir şey; Yeni bir oyuncak, çok büyük olmasına gerek yok. Ya da bol düğmeli yeni bir cihaz, fark etmez! Yola çıkmadan miniğinize yeni bir oyuncak, obje almanızı öneririm; Tüm duyuları ile keşfetmeye hazır bir bebeği epey süre meşgul edecek, onu şaşırtacak ve haliyle oyalanacaktır.

– Eski bir şey, ama en sevdiğinden! Bebeğinizin ve izi bir arada olsanız da onu alışkın olduğu ortamdan farklı bir yere götürdüğünüzü unutmayın. Bu sebeple ona aitliği hatırlatan, sevdiği, benimsediği en az bir oyuncağı ve objeyi yanınıza alın.

– Tatilinizi size ait bir evde/yazlıkta geçirecekseniz zaten kontrol sizde demektir. Tabii eve gidiyor olmak daha çok eşyaya ihtiyaç duymak demek. Seyahatinizde bagaj hamallığından kurtulmak için gereken bir kısım şeyi gideceğiniz yere kargo ile yollayabilirsiniz. Eğer bir otelde kalacaksanız, otelle irtibata geçip bebek için park yatak talebinizi iletin. Odanızda su ısıtıcısı olup olmadığını sorun. Yoksa bunun da sağlanmasını isteyin. Bebeğinizin alerjik durumu ya da özel sağlık durumu varsa bunun bilgilendirmesini yapın ve taleplerinizi otele iletin.

Geri kalan her şey zaten sizde ya da otelin mutfağında bulunacaktır.

Uçak, Araba, Tren?

Bebeğiniz emeklemeye ya da yürümeye yeni yeni başlamışsa, araba ile seyahat, gönlünüzce durup, dilediğiniz yerde mola verebileceğiniz için uygun bir seçenek olabilir. Ama unutmayalım ki zamane bebekleri daha doğar doğmaz kafalarını tutabilmekle kalmıyor bir de annelere kafa tutabiliyorlar 🙂 Emeklemeye ya da yürümeye yeni başlamış bir bebek ise güdüsel olarak sadece hareket etmeye odaklanacağından onu uzun saatler arabada tutmak kesinlikle kolay olmayacaktır. Düşünün ki evde aynı odada tutmak bile ne kadar zor 🙂

Ben, uykuyla arası hiç hoş olmayan ve uzun süre aynı yerde durmaktan hiç hoşlanmayan oğlumla genelde uçak yolculuğunu, araba ile seyahat edeceksem de yolculuğumuz uykuda geçsin diye gece saatlerini tercih ediyorum.

Yolculuklarda Pratik Olmak, Bir de Kategorik Olmak Önemli

Havaalanlarına mümkün olduğunca az iş bırakın; online check-in, gerekli sigorta ve harçların önceden bankaya ödenmesi gibi işlemler sizi kucağınızda bebekle sırada beklemekten ve zaman kaybından kurtaracak.

Moda ile yatıp moda ile kalkan biri olarak başlarda ben de en şık, en havalı ve aynı zamanda “sözüm ona” en pratik bebek çantalarından edinmedim değil. Ama eğer yola çıkıyorsanız hepsi çöpe, sırt çantası sırta! Bebeği hop diye kucaklayıp, bir yandan gerekli şeyleri tek hamlede taşıyabilmek, eğilip kalkarken sıkıntı yaşamama için bol gözlü ve her göze bir görev verdiğiniz fonksiyonel bir sırt çantası edinin. Çantanızı kategorik olarak düzenlemeye özen gösterin. Mamalarla oyuncaklar, önlüklerle bezler karışmasın. Böylece siz bir anda ulaşamayacak olsanız da yanınızdaki birinden ne istediğinizi kolayca tarif ederek rica edebilirsiniz.

Çantanızda zaten neler olmalı biliyorsunuz, ama rötar ihtimalini de düşünerek bunların sayısını biraz daha fazla tutun.

Sadece bebeğiniz için değil kendiniz için de yedekleyin! Anne dediğin 10 kaplan gücünde de olsa, bazen ekstra bir tişörte, fazladan tokaya ya da çoraba ihtiyaç duyabilir!

Deniz Tatili ile Başlayalım

Öncelikle korkmayın, sudan, hastalanmasından, yeni bir şeyler yemesinden, deniz kenarında takılırken bir avuç kumu da midesine indirmesinden 😉

İlaçlarınızı hazır edin; ateş düşürücüler yanında, özellikle tatillerde sık rastlandığı için böcek ısırması ya da alerjik reaksiyonlara karşı ne kullanabileceğinize dair doktorunuzdan ilaç önerisi alın; deniz tatillerinde sık rastlanan sivrisinek durumu için bebeklerin bileklerine takılabilen tamamen organik anti-sivrisinek halkalarından bir kaç adet edinin, pratik baş ağrı ve ateş pedlerinden stoklayın.

Tercihim her zaman butik otellerden yana olsa da anne olduktan sonra maalesef bu hevese biraz ara verdim; Zira dur oğlum o sandık antika, aman oğlum çiçekleri neden yoldun demek, daha da önemlisi dünyayı keşfetme heyecanındaki bir bünyeyi böyle durdurmaya çalışmak hem hoşumu gitmiyor, hem huzursuz ediyor. O sebeple bebekle tatil yapıyorsam daha zincir otelleri, özellikle de bebek dostu otelleri, mavi bayraklı denizi olan, sez izolasyonu konusunda hassas olan, mutlaka orman alanı olan ya da orman içinde bulanan otelleri tercih etmeye çalışıyorum. Denizde geçecek vakti sabah saatleri ya da öğleden sonra olarak planlıyorum, güneş koruması için Trukid, Coppertone ya da Bioderma Çocuk Serisi favorilerim. Mutlaka bir kaç şapka, mayo çantamızda oluyor. Bebeğiniz çok küçük değilse genelde büyük tuvalet saatleri belli oluyor. 14 aylık oğlumu her zaman deniz bezi ile bezleyerek denize sokmuyorum ama mutlaka mayosunu giydiriyorum. Daha minik bebekler ise bir deniz bezi ile girerlerse siz de, onlar da çok daha rahat edeceksiniz. Güneş çok yakıcı ise çok ince beyaz bir penye de giydirdiğim oluyor. Denize sokmadan önce yanıma bir kaç oyuncakla birlikte mutlaka deniz kıyısına oturtup, suya kendi kendine alışması için zaman tanıyorum. Bu esnada beni görebileceği kadar yakın duruyor ama kendi kendine olduğunu hissetmesine fırsat veriyorum. Küçük bebekler için kolluk uygun seçenek değil ama bebek mağazalarında onlara göre de çok ürün var. Yine de minikler anne kucağındayken denize daha kolay alışıyor. Havuz kendinizin değilse bebeklerin, özellikle büyük otel havuzlarında olmasına pek sıcak bakmıyorum.

Yine de çığlıklar atarak havuza koşan bir oğlan çocuğunu durduracak değilim 🙂 Havuza girmiş isek hemen çıkar çıkmaz duşunu aldırıyorum. Denizden sonra ise tuzlu suyun faydasını görmesi için duşu biraz geç aldırıyorum.

Anneler için gün çok erken başlıyor. Evet tatilde de öyle. Ama tatilde bunun keyfini sessiz bir kumsalda bebeğinizle yürüyüş yaparak, oyun oynayarak ya da ağaçlar arasında sincap, kuş, kelebeklerle paslaşarak, kahvaltıda ilk demlenen en güzel çaydan yudumlayarak çıkarabilirsiniz. Hatta bu kadar erken kalktığınıza pişman bile olmayacağınıza eminim.

Tatiller bebeğinizin ilk 6 ayında çok çok daha rahat ve kolay oluyor; bebek pusetinde ya da slingde rahatça taşınıyor. Çoğunlukla zaten anneden besleniyor ve sık sık uyuyor. Daha sonra hareketlenen bebekle uzun şehir yürüyüşleriniz bol molalı olmak durumunda. Her müze ya da butikte saatler harcayamasanız da, yol arkadaşınız eşiniz ya da bebeğin bakımında güveneceğiniz biri ise seyahatinizi paslaşarak, bebeği nöbetleşe devralarak, bebeğin uyku ve yemek saatlerinde ise bir araya gelerek keyifle geçirebilirsiniz. Yürümeye başlamış bir bebeğiniz varsa onu geniş kaldırımlarda gönlünce yürümeye bırakmadan alıkoymayın. Tasmalı sırt çantaları ya da bilekliklerle onu radarınızda tutmanız da çok kolay. Düşe kalka ama en önemlisi kendini özgür hissederken belki siz onun rotasında gezmek durumunda kalkacaksınız ama bu rotanın da yepyeni keşiflerle dolu olmayacağı ne malum?