Vücudunuzun Susuz Kaldığını Gösteren 10 Belirti

vücudun susuz kaldığının belirtileri

Vücudun susuz kalması (dehidrasyon) asla göz ardı edilmemesi gereken bir konudur. Pek çok insan vücudun susuz kalmasının kendilerini ne kadar kötü etkileyebileceğinin farkında değil. Su, sağlık insan vücudunun üçte ikisini oluşturur. Eklemleri ve gözleri yağlar, sindirime yardımcı olur, atıkları ve toksinleri temizler ve cildi sağlıklı tutar. Bu nedenle, gün boyunca ve öğünlerden önce ve sonra su içmeyi alışkanlık haline getirmelisiniz. Bu yazımızda, vücudun susuz kaldığının belirtilerine 10 maddeden oluşan bir liste olarak yer verdik.

Vücudun susuz kaldığının belirtileri

Vücudun Susuz Kaldığının Belirtileri

Pek çok kişi her gün ne kadar su kaybettiğini ve kronik olarak susuz kaldıklarını bilmiyor. Şeker hastaları, yanık mağdurları ve sporcular, ortalama bir kişiden daha fazla su kaybetme riski altındadır. İşte vücudun susuz kaldığının belirtileri:

1. Kalp Çarpıntısı

Vücuttaki su oranının azalması, minerallerin (tuzlar ve şeker) dengesini bozar. Bu durum vücudun çalışma şeklini etkiler.

Kalp çarpıntısı tipik olarak kandaki potasyum ve şeker seviyesinin düşmesi ile ortaya çıkar. Bu durum, kalbin üst ve alt odacıklarında erken kasılmalarına neden olabilir. Aşırı terleme veya ishal nedeniyle ortaya çıkan magnezyum düşüklüğü de anormal kalp ritmine neden olabilir.

2. Ağız Kokusu

Tükürük, dişlerinizin etrafında koruyucu bir bariyer oluşturarak aralarındaki besin parçacıklarının temizlenmesine yardımcı olur ve dişlerinizi çürük, hastalık veya kırılmalardan korur. Vücudunuz susuz kaldığında fazla tükürük üretemezsiniz. Tüküğürün azalan temizleme etkisi, bakteri üremesini tetikler ve ağız kokusu oluşmasına neden olur.

Ağız kuruluğu ayrıca hızlı diş çürümesi ve diş eti (periodontal) hastalığına yakalanma olasılığını da artırır.

3. Abur Cubur Yeme Arzusu

Çikolatadan tuzlu bir aperatife kadar her şeyi arzulamakla birlikte, tatlılar için istek daha fazladır. Çünkü vücudunuz glikojen üretimi konusunda güçlük çekiyor olabilir.

Abur cubur yerine karpuz, kivi ve şeftali gibi yoğun su içeriğine sahip meyveleri deneyin. Ayrıca salatalık ve domates gibi sebzelerin de yeme arzunuzu tatmin ettiğini görebilirsiniz.

Meyve ve sebzeler, vücudun susuz kalmasını önlemeye yardımcı olabilir ve çok fazla su içmek istemiyorsanız, su yerine geçebilir.

4. Eklem ve Kas Ağrıları

Eklemlerdeki kıkırdak, kabaca %65 ila %80 sudan oluşur. Eklemlerin su ihtiyacı uygun şekilde sağlanmadığında, bağlandıkları kemiklerin sıkışmasına neden olabilir. Bu durum da, ağrı ve yanmaya neden olur.

Vücudun susuz kalmasından kaynaklanan magnezyum düşüklüğü de kas kramplarına ve bacak kaslarında ağrıya neden olabilir. Hem su ihtiyacınızı karşılamak, hem de mineral seviyenizi yenilemek için beslenme düzeninize koyu yeşil yapraklı sebzeleri ve avokadoyu ekleyin.

5. Baş Ağrıları

Beyin, kafatasına çarpmasına engelleyen ve Beyin Omurilik Sıvısı (BOS) adı verilen bir sıvının içinde yer alır. Bu sıvı yürürken, koşarken veya farklı fiziksel aktiviteler yaparken beyninizin zarar görmesine engel olur. Bu sıvı azalırsa, beyniniz kafatasına doğru hareket etmeye başlar ve bu da baş ağrılarına neden olabilir.

Ayrıca vücudun susuz kalması beyne kan akışını azaltır. Bu da daha az oksijen ve glikoz anlamına gelir ki, bu durum baş ağrısını tetikleyebilir. Baş ağrısını hafifletmek için ilaç kullanmaya karar vermeden önce, biraz su içmeyi deneyin.

6. Kabızlık ve Sindirim Zorluğu

Su vücudun yiyecekleri parçalamasına yardımcı olur, böylece vücudunuz besinleri daha iyi emebilir. Özellikle, C vitamini gibi suda çözünür vitaminlerin emilimini arttırır. Kalın bağırsak, böbrekleriniz tarafından işlenecek yiyecek atıklarındaki suyu emer. Bağırsaklar dışkıyı doğru kıvamda tutmak için gerektiği kadar su emer. Ancak vücut susuz kaldığında sıvı kaybını önlemek için daha fazla su emecektir. Bu da dışkıyı sertleştirir ve sindirim sistemi yoluyla itilmesini zorlaştırır.

7. Yorgunluk ve Uyuşukluk

Sıvı kaybı, kan hacminin düşmesine ve kan basıncınızın yükselmesine neden olur. Beyninizi, cildinizi ve kaslarınızı oksijen ve besinlerle beslemek için kalbinizin daha fazla enerji yayması gerekir. Bu durum yorgun ve uykulu hissetmenize neden olabilir.

Bir anket çalışmasında, egzersiz sonrası yeterince su içmeyen kadınların ruh hallerinin, diğerlerine göre daha düşük olduğu tespit edilmiştir.

8. Koyu Renkli İdrar

Böbrekler vücudunuzdaki sıvı dengesini korumak için çalışır. Yeterince su içtiğinizde idrarınız şeffaf ile sarı arasında bir renkte olmalıdır. Bu, böbreklerinizin toksinleri vücudunuzdan atmak için yeterli suya sahip olduğu anlamına gelir. İdrarın koyu renkli olması, böbrekleriniz kan basıncını ve mineral dengesini korumak için suyu vücudunuza yeniden yönlendirdiği anlamına gelir. Koyu renkli idrarda yüksek miktarda toksin vardır ve daha fazla su içmeniz gerektiğini gösteren için ciddi bir işaret anlamına gelir. Vücudunuzun sürekli susuz kalması, böbreklerde toksin birikmesine ve dolayısıyla böbrek taşı oluşumuna neden olabilir.

9. Cilt ve Dudaklarda Kuruluk

Cildinizin %30’u dolgunluk, elastikiyet ve esnekliğe katkıda bulunan sudan oluşur. Cildinizin ürettiği yağ, suyun buharlaşmasını önler. Ancak, duş alma alışkanlıkları, kuru hava, ısı ve cilt enfeksiyonu gibi faktörler cildinizi kuru ve kaşıntılı bırakarak yüksek oranda su buharlaşmasına neden olabilir. Deri hücreleri vücudun susuz kalması nedeniyle sıvı içeriklerini kaybeden ilk bölümlerdir.

10. Beyin Sisi

Vücudun susuz kalması, ruh halinizde ve bilişsel işleyişinizde değişikliklere neden olabilir. Hafif dehidrasyon her yaştan insanda kısa süreli hafızayı, algısal ayrımcılığı, aritmetik yeteneği, görsel motor izleme ve psikomotor beceriyi azaltabilir. Ayrıca yorgunluk, kafa karışıklığı, öfke ve yüksek enerji gibi ruh hali değişimlerine neden olabilir.

1 Yorum

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

For security, use of Google's reCAPTCHA service is required which is subject to the Google Privacy Policy and Terms of Use.

I agree to these terms.